ZEKİ UZUNDURUKAN – GÖZ TEMASI
Trabzonspor üzere bir kadro bu kadar amatörce gol yer mi? Ancak felaket ‘geliyorum’ dedi adeta. Evvel Eren Elmalı, etraf denetimi yapmadan gereksiz bir biçimde Uğurcan’a geri pas attı. Eren’in bu hareketi az kalsın Uğurcan’ın sakatlanmasına ya da penaltıya sebebiyet veriyordu… Eren’in amatörce geri pasından ekip hiç ders almamış olacak ki… Bu defa Uğurcan, 2 metre yanındaki Denswil’e pas verdi. Denswil’in dünyadan haberi yok. Dalmış gitmiş derinlere. Top yanından geçerken Denswil’den tık yok. Oğuz Aydın da geldi aldı topu ve hayatının en kolay golünü attı. Trabzonspor’un yediği bu gol, jeneriklere geçer. Hani vakit zaman izliyoruz ya ‘Böyle gol yenir mi?’ görüntülerini. İşte bu görüntülere materyal olur dünkü maçta yenilen ikinci gol. Bu golü yediren Denswil, Trabzonspor’dan yılda 2 milyon euro’nun üzerinde bir para kazanıyor! Yazıktır, günahtır…
Önceki yazılarımda daima şuna vurgu yapmıştım. Abdullah Avcı’ya seslenmiştim. ‘Bu grup neden daima Uğurcan’a geri pas atıyor?’ diye. Alın size acı bir fatura… Bu kadar kalecinizle oynarsanız, kaleciniz de ileriye vurmak yerine yanındaki ekip arkadaşına pas verir. Birinci golde ise evvel Vişça, sonra da Meunier, Balkovec’in orta yapmasına mahzur olamadı. Oğuz Aydın’ın attığı golde Uğurcan’ın kusuru vardı. Ancak en az Denswil kadar Uğurcan da güya maça motive değildi. Denswil’e attığı o pasta kadro arkadaşına bakmıyor bile. Neden konuşmuyorsunuz, neden birbirinize bakmıyorsunuz! ‘Göz teması kurmak’ diye bir terim vardır futbolda! Bu ne bağlantı eksikliği! Uğurcan şayet kadro arkadaşına bakmış olsaydı, Denswil’in uzaklara dalıp gittiğini görür ve o pası atmazdı. Lig üçüncüsü bir kadro bu kadar amatörce gol yemez.
Trabzonspor birinci yarıda makus oynamadı, kazanmak için savaştı fakat o kadar kolay iki gol yedi ki… İkinci yarıya büyük bir ön alan baskısı ile başladı Trabzonspor. Fakat bu baskının devamına getiremedi. Skor olarak geride olmak telaşa da sürükledi bordo-mavilileri. Alanyaspor kalecisi Ertuğrul Taşkıran, maç boyunca harikulade kurtarışlar yaptı. Fatih Tekke, Trabzonspor’u çok uygun tahlil etmiş. Alanyaspor âlâ savunma yaptı. Trabzonspor’un zayıf karnı olan savunmasının üzerine oynayıp kusur yaptırdılar. Fatih Tekke çok büyük bir teknik adam olma yolunda süratle ilerliyor. Dün Trabzonspor’da parmakla gösterip ‘İşte bu oyuncu iyiydi’ diyebileceğimiz tek isim yoktu. Grup halinde makûs oynayıp kaybetti Trabzonspor! Alanyaspor ise savaşarak haklı bir galibiyet aldı.
REHA KAPSAL – HAZIRLIK
Trabzonspor, son üç maçında galip gelerek ritim yakaladığı Üstün Lig’de Alanyaspor üzere bilhassa son 6 haftadır galip gelemeyen bir kadroya karşı maç öncesi kağıt üzerinde favoriydi.
Alanyaspor, son maçlarda kazanamamasına karşın atak planını ve tertibini genelde kendi sol kanadından kurguladığını Fenerbahçe ve Adana Demirspor maçlarında göstermişti.
Bu oyun stiliyle rakiplerinde zafiyet yaratmışlardı. Bu uygulamayı birebir formda Trabzonspor karşısında da yaparak, bilhassa savunma anlayışı eksik olan Meunier’in koridorunu kullanmaya çalıştılar. Buradan ataklar geliştirdikleri üzere attığından daha fazlasını da kaçırdılar.
İşin değişik tarafı Abdullah Avcı, hem maç önünde hem de maç oynanırken bu stratejiyi yeterli tahlil edip tedbir alamadı. Maçın kaybedilmesindeki en büyük etkenlerden biri buydu.
Uğurcan Çakır formsuz bir maç çıkardı. Yenilen ikinci golde Denswil ile olan iletişimsizliği ve her ikisinin konsantrasyon eksikliği tahminen de alanlarımızda çok nadir görülebilecek bir durumda Trabzonspor’un kendi ağlarında golü görmesine neden oldu.
Trabzonspor yediği birinci golde ön alan baskısı yaparken yakalandı.
Ön alan baskısı yapmak, öne yanlışsız koşmak değildir. Kesinlikle orta saha ve savunmanın dayanaklığı, sistem üzerinde yapılan bir pres çok ayrıntılı bir biçimde saha içi tertip ister. Hakikaten de Alanyaspor o pas trafiğinden çıkarak golü buldu.
Bordo-mavililer top ayağındayken hamle etmeye çalışıyor lakin güya saha içinde bal yapmaz arı gibiler. Zira hamle çeşitliliği, kombinasyonu, rollerin belirlendiği, kim, nerede, ne vakit, ne yapacak, hangi pozisyonda olması gerekir üzere bir çok çeşitli hamle özelliklerinin eksikliğini net bir biçimde yaşadılar.
Bununla birlikte marifet ve kalite eksikliği de net bir halde görüldü.
Zaten bu da tüm dönemde hamle oyuncularının daha fazla ferdi performansla gol aramasındaki en kıymetli sebepti.
Muvaffakiyet için hazırlık yapmıyorsan başarısızlık için hazırlık yaparsın.
Bordo-mavililerin bu maçtaki çok makûs imgesinin en değerli nedenlerinden biri de rakibin gerçek tahlil edilmemesiydi. Bununla birlikte saha içindeki dağınık, isteksiz, coşkusuz manzara Alanya karşısında alınan mağlubiyetin tuzu biberi oldu.
